İnci GS Yuasa ve AKUT’tan Deprem Farkındalığı İçin Ortak Yayın
İnci GS Yuasa ve AKUT’tan Deprem Farkındalığı İçin Ortak Yayın
İnci Holding ile Japon GS Yuasa’nın iştiraki İnci GS Yuasa ve Türkiye’nin ilk arama kurtarma sivil toplum kuruluşu olan AKUT, geçtiğimiz sene 30 Ekim’de meydana gelen İzmir Depremi vesilesiyle “Deprem Öncesi ve Sonrası STK-Özel Sektör İş Birliklerinin Önemi” konulu ortak bi
İnci Holding ile Japon GS Yuasa’nın iştiraki İnci GS Yuasa ve Türkiye’nin ilk arama kurtarma sivil toplum kuruluşu olan AKUT, geçtiğimiz sene 30 Ekim’de meydana gelen İzmir Depremi vesilesiyle “Deprem Öncesi ve Sonrası STK-Özel Sektör İş Birliklerinin Önemi” konulu ortak bi
İnci Holding ile Japon GS Yuasa’nın iştiraki İnci GS Yuasa ve Türkiye’nin ilk arama kurtarma sivil toplum kuruluşu olan AKUT, geçtiğimiz sene 30 Ekim’de meydana gelen İzmir Depremi vesilesiyle “Deprem Öncesi ve Sonrası STK-Özel Sektör İş Birliklerinin Önemi” konulu ortak bir canlı yayın gerçekleştirdi. Deprem konusunda farkındalık oluşturmak amacıyla gerçekleşen yayında, toplumda afet kültürünün yaygınlaştırılmasının fark yaratacağına ve bu noktada STK ve özel sektör iş birliklerinin önemine değinildi.
İnci GS Yuasa ve AKUT’un sosyal medya mecraları üzerinden gerçekleşen yayında, İzmir depreminde hayatını kaybeden İnci GS Yuasa çalışanı Mert Küçükyumuk’un adını taşıyan ve Ege Bölgesi afetleri için önemli bir konum haline gelen Lojistik Merkezinin çalışmaları aktarıldı.
Türkiye’de otomotiv tedarik sanayinin köklü firması İnci Holding ile dünya akü devi Japon GS Yuasa’nın iştiraki İnci GS Yuasa ve Türkiye’nin ilk arama kurtarma sivil toplum kuruluşu olan AKUT, geçtiğimiz sene 30 Ekim’de gerçekleşen İzmir Depremi’ni anmak ve bu vesile ile deprem farkındalığını artırmak adına “Deprem Öncesi ve Sonrası STK-Özel Sektör İş Birliklerinin Önemi” başlığında, AKUT Kurumsal İletişim Koordinatörü Nilay Şimşek moderatörlüğünde bir canlı yayına imza attı. Uzun yıllardır iş birliği yapan İnci GS Yuasa ve AKUT, gerçekleştirdikleri yayında İzmir Depremi’nde hayatını kaybeden İnci GS Yuasa çalışanı Mert Küçükyumuk’un adının verildiği Lojistik Merkezi’nin çalışmalarından, afet öncesi hazırlıklı olmanın öneminden ve toplumda afet kültürünün oluşturulması adına gerçekleştirdikleri çalışmalardan bahsetti.
Elbirlik: “Enerjimizi topluma en yüksek faydayı sağlayabileceğimiz alanlarda kullanmak istiyoruz”
İnci GS Yuasa İcra Kurulu Direktörü Cihan Elbirlik yaptığı açıklamada: “İnci GS Yuasa olarak işimiz hem otomotiv hem de endüstriyel alanda enerji depolama ürünleri üretmek ve 80’i aşkın ülkede tüketicilerimiz ile buluşturmak. İşimiz enerji ancak bunun dışında enerjimizi toplumumuza en yüksek faydayı sağlayabileceğimiz alanlarda kullanmak istiyoruz; bu noktada ülkemizin gerçeği olan doğal afetleri çok önemsiyoruz. Bu sebepten ötürü uzun yıllardır AKUT ile yakın dayanışma ve iş birliği içindeyiz.” diyerek bu iş birliğinden doğan AKUT Mert Küçükyumuk Lojistik Merkezi ile ilgili duygu ve düşüncelerini paylaştı. “İzmir Depreminde çalışma arkadaşımız Mert’i, eşini ve oğlunu kaybettik. Mert’in adını en güzel şekilde yaşatmayı arzu ettik ve 2021 mart ayında Mert Küçükyumuk Lojistik Merkezi’ni AKUT’un liderliğinde hayata geçirdik. Lojistik merkezimiz, Ege bölgesinde afetlere, arama ve kurtarma operasyonlarına bir yardım eli olarak uzanıyor. Benzer felaketlerin yaşanmamasını tüm kalbimle diliyorum ve doğal afetlere karşı hazırlıklı olmanın öneminin altını bir kez daha çizmek istiyorum.”
Şalcı: “Mert Küçükyumuk Lojistik Merkezi, Ege bölgesi için önemli bir güç kazanımı”
AKUT olarak tamamen gönüllülük esasıyla yürüttükleri eğitim, operasyon, malzeme ihtiyacı gibi çalışmaları destekçilerin bağışlarıyla karşıladıklarını ifade eden AKUT Başkanı Recep Şalcı ise; “Gönüllülerimizden sonra en önemli destekçilerimiz, afet bilincine sahip ve elini taşın altına koyan İnci GS Yuasa gibi özel sektör kuruluşlarıdır. İnci GS Yuasa ile iş birliğimiz uzun yıllara dayanıyor ve en yeni örneği de AKUT Mert Küçükyumuk Lojistik Merkezi’mizin yenilenmesi oldu. Bu gerçekten güzel bir STK-Özel Sektör iş birliği örneğidir zira bu iş birliğinin ruhu “hayat kurtarmaya” dayanıyor. Lojistik Merkezi, sadece AKUT’un Ege Bölgesi operasyonları için değil; tüm Türkiye’deki afetler için önemli bir merkez. Merkezimizin yenilenmesi ülkemiz için önemli bir güç kazanımıdır. Bu kazanımın benzer iş birliklerine örnek olacağına inanıyorum.” dedi
Özel sektör ve STK iş birliği, afet kültürü oluşturmanın önemli araçlarından biri
Deprem konusunda bilinçlenmek, afet farkındalığını artırmak ve etkili bir afet kültürünün oluşmasına katkı sunmak amacıyla hayata geçen yayında, toplumsal konuların çözümü ve sürdürülebilir bir şekilde yaşatılmasında STK’ların rolü üzerinde duruldu. Eğitimden sağlığa, çevresel konulardan sosyal sorunlara kadar birçok konuda uzmanların sağladığı çözümleri desteklemenin, geliştirmenin ve enerjiyi sinerjiye dönüştürmenin de özel sektörün görevlerinden olduğu vurgulandı.
Cihan Elbirlik, toplumsal konuların çözümünde ‘bireyler’ ve ‘duygusal boyutta projeler’ olmak üzere iki önemli ayağının olduğundan bahsederek STK ve özel sektörün güç birliğinin geliştirici etkisinin altını çizdi. Elbirlik; “Özel sektör içinde bireyler; toplumsal konulara duyarlı bir şekilde fikirler üretip kurum içinde farkındalığı arttırıcı iletişim yaparlar. Bireylerin özverileri sayesinde topluma katkı sağlayan projeler ortaya çıkar. Dolayısıyla bireyler bu dönüşümün olmazsa olmazı… Bu projelere duygusal boyut da kattığınızda, kurumun her üyesinde müthiş bir heyecan yaratabilirsiniz. Bundan dolayı duygusal boyuttaki projeleri, STK ve özel sektör arasında tutkal gibi görüyorum. STK’larla yapılacak iş birliği projenin sürdürülebilirliği açısından çok önemli. STK ayağında bireyler gönüllü olarak STK’lara, o kutsal gönüllü ordusuna katılır ise STK’larımız o kadar hayat bulur” dedi.
Deprem konusunda gerçekleştirdikleri çalışmaları da aktaran Elbirlik: “Öncelikle şu sese kulak veriyoruz; ‘depremde bina hayat kurtarır, hazırlıklı olmak hayat kurtarır’. Hem deprem öncesi hem de sonrası hazırlıklı olmak açısından çalışanlarımızı periyodik olarak eğitiyoruz. Bunun yanı sıra üç tesisimizin ikisi son 10 yıl içinde yapılmış yeni binalar olmasına rağmen tesislerimizi tamamen yenileyerek güçlendirdik. İdari binamızı da kasım ayı sonunda tamamlayarak en güncel deprem hesaplarına göre yenilemiş olacağız. Bu binaların hiçbirinde, yaşanan depremlere ait herhangi bir emare yoktu. Ancak daha güncel yönetmelikler çıktığı için biz de kendimizi bunlara paralel güncellemek istedik; 7/24 işleyen bir üretim operasyonunda maddi veya manevi zorluk yaşanmaması adına değişime önce kendimizden başlayarak binalarımızı güçlendirdik.” dedi.
İş dünyası ve özel sektör kuruluşlarıyla gerçekleştirdikleri iş birliklerinin, toplumsal afet bilinci ve kültürü oluşturmak konusunda AKUT’un en önemli araçlarından biri olduğunu belirten Recep Şalcı ise; “Ülkemiz, dünyanın en başarılı arama kurtarma ekiplerine sahip; ilk 3’te olduğumuzu bile söyleyebilirim ama ben AKUT Başkanı olarak bununla övünmek yerine; toplumsal afet kültürümüzün gelişmişliği ve binalarımızın depreme dayanıklılığı ile övünmek isterdim. Özel sektör kuruluşlarıyla afetler konusunda girilen iş birlikleri, arama kurtarmayı yapan kuruluşlara verilen desteğin ötesinde bir iş birliğidir. Ortak bir şekilde yaratılan bölgesel hatta bazen ulusal bir sinerjidir; her iki kurumun da tüm paydaşları ve çalışanlarıyla birlikte enerjinin ve sinerjinin harekete geçirilmesidir.” dedi.
AKUT’tan ‘altın saatlere’ dair öneriler
Afetlerde arama kurtarma operasyonları için hayati önem taşıyan ve “Altın Saatler” olarak adlandırılan ilk saatlerde yapılması gerekenler konusunda da açıklamalar yapan Recep Şalcı, binaların depreme dayanıklılığının her şeyden önemli olduğunu vurgulayıp; vatandaşların bu konuda tam bilgi sahibi olmanın hayati öneminden bahsederek, şu bilgileri verdi: “Yaşadığınız bina depreme dayanıksızsa, o anda ne yaparsanız yapın, çok fazla işe yaramayacaktır. Ayrıca her ailenin acil eylem planı oluşturması gerekiyor; tahliye yollarınızı, nerde buluşacağınızı belirlemeniz şart. Çocuklarınız okulda, aileniz başka yerlerde olabilir ve o kaos içerisinde nerede buluşacağınızı daha önceden belirlemeniz gerekiyor. Deprem sonrasında da iletişim kanallarını çok iyi kullanmak gerekiyor. Ama şunu da unutmamak gerekir ki, o an kullanacağınız telefon, başka birisinin yaşam hakkını elinden alacak, onun ambulansa ulaşmasını engelleyebilecektir. O yüzden gerçekten acil durumlar için iletişim kanallarını kullanmak, deprem sırasında yapmamız gereken temel şeylerden biridir.”
Şalcı ayrıca, AKUT gönüllülerinin geliştirdiği, özellikle deprem sırasındaki iletişime destek olan “Güvendeyim” isimli aplikasyon hakkında da bilgi verdi. Güvendeyim aplikasyonu, doğal afet durumlarında, konum bilgilerinin kısa mesaj yoluyla daha önceden belirlenen kişilere gönderilerek, kişinin güvende olduğunu bildirilmesine yardımcı oluyor. Mobil uygulamanın en önemli özelliği ise internetsiz çalışabiliyor olması.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.