Türkiye Cumhuriyeti, ulus ve üniter devlet modeliyle tüm mazlum milletlere örnek olmuştur. Milli Mücadele öncesinde var olan saray ve hanedanlık yönetimi; Cumhuriyetle birlikte, yerini, ulus egemenliğine ve parlamenter sisteme bırakmıştır.
Laik, sosyal ve hukukun üstünlüğü esasları üzerine kurulan Türkiye Cumhuriyeti bir çağdaşlaşma devrimidir. Devrimin yaratıcısı, Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür. Atatürk’ün kurduğu ulus ve üniter devlet sistemi, O’nun bedenen aramızdan ayrılışından sonra türlü saldırılarla yok edilmeye çalışılmıştır. Siyasetin işbirlikçi kadroları eliyle Cumhuriyet karşıtı tutumlar desteklenmiştir.
Atatürk Cumhuriyetini yıkmak için öncelikle, Atatürkçü aydınların ortadan kaldırılması gerekliydi. 1990’lar Atatürkçü aydınların, devleti yönetenlerin gözleri önünde katledildiği yıllardır.
31 Ocak 1990’da Kurucu Genel Başkanımız Prof. Dr. Muammer Aksoy’un katledilişiyle başlayan süreç; Turan Dursun, Bahriye Üçok ve Uğur Mumcu cinayetleri ile sürdü… Çetin Emeç, Onat Kutlar, Eşref Bitlis, Ahmet Taner Kışlalı, Ali Gaffar Okkan suikastleri de aynı karanlık odakların hain planlarıdır. Bu yönüyle bakıldığında suikastlerin asıl hedefinin Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Milleti olduğu açıktır. Esas milli beka sorunu bu suikastlerin arkasındaki güçlerin, bir türlü gün yüzüne çıkarılamamasıdır.
24 Ocak 1993’de bombalı suikast sonucu aramızdan alınan Gazeteci-Yazar Uğur Mumcu’nun katillerinin aradan geçen 29 yıla rağmen bulunamaması, cinayetin aydınlatılamaması ya da aydınlatılmak istenmemesi bu bağlamda düşündürücüdür. Ne acıdır ki Uğur Mumcu ve demokrasi şehitlerimize dil uzatan, onların aziz hatıralarını karalamaya çalışan siyasi zihniyet tarafından yönetilmekteyiz. Mücadelemiz işte bu zihniyete yöneliktir.
Adalet ve Demokrasi Haftası’nda hak, hukuk, adalet, demokrasi, insan hakları, özgürlükler ve laik cumhuriyet için canlarını hiçe sayan aydınlarımızı unutmadığımızı ve unutturmayacağımızı bir kez daha haykıracağız. Uğur Mumcu’yu hain saldırıyla aramızdan alınışının 32. yıl dönümünde sarsılmaz bir inanç ve kararlılıkla, saygıyla anıyoruz.
Ocak ayı, toplumsal hafızamızı yoklama zamanıdır. Ocak ayı, acıları bal eyleyerek Atatürk Devrim ve ilkelerine, üniter devlet yapımıza, hukukun üstünlüğüne, insan hak ve özgürlüklerine, demokrasiye her ne pahasına olursa olsun sahip çıkma zamanıdır.
Atilla ÖZTÜRK