1. Genel konular.
a. Yüreği insan sevgisi odaklı, ülke sorunlarına duyarlı, Atatürk sevdalısı yurtsever değerli dostlarım sizlere selam, sevgi ve saygılarımı iletiyorum. Sizlere geçen hafta sonuçlanan Paris-2024 Olimpiyat oyunları hakkında ve özellikle AKP iktidarının geçmiş yıllarda ve bu olimpiyat oyunlarında izlediği siyaset hakkında bilgi vermek istiyorum. Malumunuz olduğu gibi sonuçlar hiç de iktidarın ve ülkemizdeki tüm halkımızın istediği gibi olmadı. İktidarın Gençlik ve Spor Bakanı da bu sonuçlar sonrasında başarısızlığı kabul ederek, federasyonları suçlayıcı demeçler verdi. Hâlbuki bu federasyonlar yaklaşık 25 yıl (çeyrek asır) boyunca bu iktidar tarafından izlenen temel ilkeler ve uygulama esasları doğrultusunda yönetilmiştir. Ancak Türkiye’nin coğrafi konumu, yüz ölçümü, iklim özellikleri, demografik ve ekonomik gücü ve bu uzun süreç olarak, bir ülkenin sporda doğru, gerçekçi ve uygulanabilir bir siyaset izlenseydi, çok başarılı sonuçlar elde edilebilirdi. Bir önceki Tokyo Olimpiyatı’nda alınan küçük başarılı sonuçlar, AKP İktidarı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın siyaset arenasında çıkar sağlamak için kullanılmıştır. Sporcuların bu doğrultuda demeç vermeleri sağlanmış, ancak bu çirkin uygulama halkımızın iktidara ve sporculara olan güvenini sarsmıştır. Hâlbuki bu başarılar ve alınan madalyalar tüm Türk ulusuna aittir.
b. Olimpiyat oyunlarında alınan madalyaların sayısı, ülkelerin hangi branşlarda yarıştıkları ve başarılı oldukları ile bu başarıların alınmasında hangi konular etkili oluyor vb. sorularına cevap aranması gerekiyor. Bu konuda coğrafya, iklim, demografik yapı, sosyal ve kültürel seviye, ülkenin okullaşma durumu, eğitim seviyesi ve ülke sathındaki okullaşmanın homojen olarak dağılımı, spor tesislerinin coğrafi bölgelere göre eşit dağılımı ile devletin bu konudaki sorunlara yaklaşımı vb. birçok hususlar etkili olmaktadır. Ben bir komutan olarak ülkemin tüm bölgelerinde özellikle Doğu ve Güney-Doğu illerindeki okullaşma ve eğitim durumunu çok iyi bildiğim için buralardan bir başarı beklemek hayaldir. Ne yazık ki bu iktidar yaklaşık 25 yıllık uzun bir sürede bu etkenlerin koordinasyonunu istenilen şekilde yapamamıştır. Özellikle spordaki başarının ülkelerin milli gücü ve özellikle siyasi olarak tanıtımında çok önemli katkısının olduğu büyük bir gerçektir. Naim SÜLEYMANOĞLU’ nun başarısının Türkiye’nin tanıtımında çok önemli katkısı olmuştur.
c. Yüce önder Atatürk’ün bile Cumhuriyetin ilanıyla birlikte izlediği devrimci siyasetle 10 yılda Türkiye’nin büyümesinin bile yaklaşık bir kat ( % 96 ) artırıldığı dikkate alındığında ve yeterli kaynaklar ülkemizdeki spor ve özellikle gençlerimizi çocuk yaştan başlayarak beden sağlığı yanında, olimpik sporlarında başarıyı sağlayacak şekilde bir düşünce hakim kılınsaydı asla bu sonuçlar alınmazdı. Bu nedenle size yüce önder Atatürk’ün spora ve olimpik organizasyonlara bakışı hakkında bilgi vermek istiyorum. Ben de son 5 yıl içerisinde üniversitelerimizin spor tarihi bölümlerinde araştırma ve incelemeler yaparak, Antalya’daki bazı spor dernek ve kulüplerinde “ Atatürk’ün Spora bakışı, Cumhuriyetle birlikte ülkemizde spor ve beden eğitimi konusunda yapılan yenilikler, Türkiye’nin Olimpiyatlarda aldıkları sonuçların değerlendirilmesi “ konularında konferanslar vermiştim. Bu konularda çok az da olsa dostlarımızı aydınlatmıştım. Akdeniz Üniversitesi’nin bir öğretim üyesi de bana “ Albayım bu konferansınızı bize de verirseniz çok seviniriz “ demişti. Bu bölümdeki fakültenin spor tarihi bölümünde öğretim üyesi bile olduğunu sanmıyorum.
2. Atatürk’ün spora bakışı ve günümüze kadar olan gelişmeler.
a. Atatürk, söylev ve demeçlerinde sporun önemini belirtmiş ve Türk gençlerinin ve halkının sağlıklı bir bedene ulaşması için; “ Türk sosyal yapısında spor hareketlerini düzenlemekte görevli olanlar, Türk çocuklarının spor hayatını yükseltmeyi düşünürken sadece gösteriş için herhangi bir yarışmada kazanmak amacıyla bir spor politikası oluşturamazlar “demiştir. Esas olan “Her yaştaki Türkler için beden terbiyesini sağlamaktır " diyerek, Sporda hedefin halkın sağlığı ve toplum sporu olduğunu işaret ederek, günümüzde hâlâ erişilmek istenen ideal olan “Herkes İçin Spor " hedefini tespit etmiştir. Çocukluğumda her okuldaki jimnastik ve beden eğitimi destek malzemelerinin çokluğunu ve beden eğitimi öğretmenlerinin bu derslere verdiğini hiç aklımdan çıkarmıyorum. Günümüzde bu araç, gereçler ile destek malzemeleri kullanılmayarak çürümeye terk edilmiştir.
b. Osmanlı döneminde özellikle salgın hastalıklar ve iyi beslenememeleri sonucunda ırk olarak yeterli seviyede sağlıklı bir nesil yetiştirilememiştir. İşte yüce Önder Atatürk “ Dünyada spor yaşamı, spor âlemi çok önemlidir. Bu kadar önemli olan spor yaşamı, bizim için daha önemlidir; çünkü ırk sorunudur, ırkın düzelmesi ve gelişmesi sorunudur, ayıklanması sorunudur ve hatta biraz da uygarlık sorunudur. Fikri olduğu gibi bedensel gelişmeye de çok önem veririz ” diyerek, spor ve beden sağlığının çağdaş ülkelerdeki gibi bir seviyeye ulaşılması hedeflenmiştir. Bu nedenle ana sınıfı ve ilkokul seviyesinden başlayarak özellikle jimnastik ve beden eğitimini esas alan dersler artırılmalı ve her öğrenci bir olimpik spor branşında aktif olarak uğraşmalıdır. Okullardaki beden eğitimi ve spor ders saatleri ve Beden eğitimi öğretmeni sayısı artırılmalıdır.
c. Ülkemizde sporun kısa zamanda kitle sporu haline getirilmesi ve gençlerimizin beden sağlığının geliştirilmesinde 19 Mayıs Gençlik ve Spor bayramlarının kutlanması çok önemlidir. Yurdumuzda 19 Mayıs kutlamaları, ilk olarak 1928 yılında “ Jimnastik Şenlikleri “ olarak ve 24 Mayıs 1935 tarihinde ise “ Atatürk Günü “ olarak kutlandı. İlk 19 Mayıs, İstanbul’da Beşiktaş Spor Kulübü‘nün girişimleri sayesinde Fenerbahçe Stadı'nda kutlandı. Galatasaraylı ve Fenerbahçeli çok sayıda sporcu bugünü beraber kutladı. Beşiktaş'ın kurucu üyelerinden olan Ahmet Fetgeri Aşeni, Atatürk Günü ‘nün gençliğe adanması için 19 Mayıs ‘ın “ Gençlik ve Spor Bayramı “ olarak kutlanmasını önerdi. Spor Kongresi'nde dile getirilen bu öneri kabul edildi ve Atatürk'ün onayıyla yasa haline getirildi. 20 Mayıs 1938 tarihli kanunla 19 Mayıs, “ Gençlik ve Spor Bayramı “ olarak kutlanmaya başlandı. 12 Eylül Askeri Müdahalesi ile bayramın adı “ Atatürk‘ ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı “ olarak değiştirildi. Ancak AKP iktidarının milli bayramlarının kutlanması konusundaki olumsuz uygulamaları ve bu bayramların kutlamasına ilişkin laiklik ilkesine aykırı bir şekilde aşamalı olarak getirdiği yasaklar ve bahaneler üretilerek kutlanmaması, Atatürk’ün ülkemizi çağdaş uygarlık seviyesinin çıkarılması hedeflerinden uzaklaştırmış ve spordaki başarının tüm halkımıza çocuk yaştan başlayan kitle sporu uygulamasından uzaklaştırılmış ve sınırlı sayıda sporcuların yaptığı bir hale getirilmiştir.
3. Türkiye’nin Olimpiyatlarda başarısız sonuçlarının alınmasına ilişkin nedenler.
a. Çocukluk yaşamımda ilk olimpiyat oyunlarına ilişkin bilgileri basında ve radyoda 1968 Meksiko Olimpiyatlarında duymuştum. İki altın madalyayı da güreşte almıştık. O zamanlarda en başarılı olduğumuz spor dalı ata sporumuz olan Güreş sporuydu. Mahallemizde sadece bizim evde siyah beyaz TV olduğu için 1972 Münih Olimpiyatlarını paket programla izliyorduk. Bu olimpiyatlarda çok başarısız olmuştuk ve sadece Vehbi Akdağ isimli güreşçimizin bir gümüş madalyası ile yetinmiştik. Olimpiyatları birlikte bizim evde birlikte TV.da izlediğimiz bir akrabamız neden istiklal marşımızı dinletemedik diye ağlamıştı.
b. Günümüze kadar olan zaman içinde bireysel yetenekleri olan sporcularımızın dışında çağdaş ve modern ülkelerin aldığı başarıların yanına bile yaklaşamadık. Hatta Afrika ülkelerinin çoğunun gerisinde kaldık. Çünkü ülkeyi yöneten siyasetçilerin çürümüş siyasetle bu organizasyonların başına yandaş kişileri getirmesi, sporu bir kitle sporu olarak çocuk yaşlardan başlayarak planlı ve programlı olarak homojen bir şekilde tüm ülke sathına ve okullarına yaymaması başarıya ulaşmayı engellemiştir.
c. Sporun en önemli ilkelerinden olan “ Sağlam kafa, sağlam vücutta bulunur “ ve Atatürk’ ün “ Ben sporcunun zeki, çevik ve efendisini severim “ vb. ilkelerden uzaklaşılmış ve bir çok sporcu devletten para ödülü alabilmek için doping (uyarıcı) bile uygulayanlar olmuştur.
d. Ben bir yurttaş olarak yürütmenin, yani iktidarın her olimpiyat sonrasında başarısız sonuçların gerçekçi bir şekilde analizinin yapılarak, geleceğe yönelik planlı ve programlı bir çalışmanın yapıldığına tanık olmadım. Bu konular Türk halkına ve ilgililere bildirilmeliydi. Zaten iktidarın akılcılık ve bilimsellikten, teknolojik güç olanaklarının yeterli şekilde kullanılması ve Gençlik ve Spor ile Milli Eğitim Bakanlıklarının ortaklaşa izleyeceği bir siyaset ve stratejiye tanık olmadık. Bunun yanında bu kurum ve kuruluşlara yandaş ve konunun uzmanları olmayan kişiler siyasi gerekçelerle yerleştirildikleri için sağlıklı ve verimli çalışmalar yapılamamıştır. Türkiye’nin BM. nin insani kalkınma seviyesi, eğitim yaşam standartlarına bakarsanız ilk on ülkeye bakarsanız, başarının neden gelmediğini daha iyi anlarız. Yoksul ve demokratik olmayan ülkelerde insanların yeterli beslenme ve spor yapma şansı yok denecek kadar azdır. Örneğin Çin ‘in son yıllardaki ekonomik kalkınmasının olimpiyatlarındaki başarısını nereden nereye getirdiği bir gerçektir.
e. Sonuç olarak, ben de çok önemli bir sporcu olmasam da, 7 yaşımdan beri spor yaptım ve Antalya Lisesi futbol ve güreş takımında müsabakalara çıktım. Sporu çok seviyorum ve bugün hala sağlıklı bir bedene sahipsem yaptığım sporlara ve askerlik mesleğimdeki sporun önemine borçluyum. Çocukluğumda olimpiyatlara gidecek olan sporcularla yapılan TV. lardaki konuşmalarında sporcuların, “ eğer kuralarda şansıma zayıf rakipler çıkarsa veya iyi bir kura çekersem, köyüme, memleketime ve ülkeme bir madalya getireceğime inanıyorum vb.“ sözler söylendiğinde tüm halkımız bu sözlere tebessüm ederdi. Bu makaleme ekleyeceğim çok konular var. Ancak insanlarımız uzun yazı okumayı sevmediği için kısa kesmek en doğrusu olacaktır. Saygılarımla esen kalınız
Kemal KARAKUZEY
Tarihçi, Yazar ve E. Albay